top of page

Türkiye'de Siyasi Partiler

  • Güngördü Bey | Kazakistan
  • 25 Nis 2018
  • 3 dakikada okunur

Türkiye'de daha birkaç sene evveline kadar 110 parti vardı. Şu anda 82 parti görünüyor. Bu kadar çok parti olması, bir takım insanların siyaseti meslek ve iş edindiklerini, rant kapısı gördükleri şeklinde yorumlanmasını sağlıyor. Devletin başına geçen millete hizmeti değil, kendi adamlarını her yere yerleştirip sultanlığını ilan etmesini düşünüyor. Türkiye'de işi gücü olmayan veya hareketsizlikten sıkılan insanlar hemen siyasete atılıyor. Lafta vatanı kurtaracaklar! Siyasetle uğraşanların klasik tutumları ise şöyle: 1. Kendilerine yalaka kadrolar buluyorlar 2. Birkaç dergi-gazete, 3-5 kitap yayınlayıp sözde insanları aydınlatıyorlar 3. Bir takım ciddi gelişmelerde ani çıkışlar yapıp takdir ve ilgi toplamaya çalışıyorlar 4. Kendi yapılarının çalışmaları haricinde hiçbir oluşuma ve çalışmaya destek vermiyorlar 5. Bunların haricinde hiçbir ciddi proje hazırlamıyorlar ve uygulamıyorlar. Bir takım sözleri - sloganları "proje" diye insanlara sunuyorlar. Ama uygulama kısmında hiçbir şey yok. Subjektif bir kavram kargaşası..

Partileri biraz inceleyelim:

Saadet Partisi

Necmettin Erbakan çok akıllı bir insandı. Son koalisyon iktidarı döneminde başarılı bir yönetim şekli de izledi. Ama.. Burada birşeyleri görmemiz gerekiyor. 1. Saadet Partisi yöneticileri ve tabanı "millet" der, ama bundan "ümmet" anlar. "Türk Milleti" diye hiç söylemişlikleri yoktur. "Türk" kelimesine alerjileri vardır. AKP de aynı tutumdadır. 2. Kürtlere yüksek sempati duyarlar. Kürt oyları alacağım diye kendilerini yırtarlar. Ama Kürtlerin çoktan yoldan çıktığını da görmezler. Camilerde bile Kürtler caminin yan tarafına kendilerine yer yapıp Cuma namazını orada ayrı kılıyorlar. Hiçbir seçimde HDP ve AKP hariç hiçbir parti Kürt oylarını alamadı. Ama yine de o diğer partiler hiçbir değer tanımaksızın Kürt oylarına talip oluyorlar. Bu arada Zazaların ve Kurmançların Kürt olmadıklarını, Türk olduklarını tekrardan belirtelim. 3. Doğruları anlatmada seslerini hiç yükseltmezler. Cılız sesle azıcık yoklayıp geçerler. Hiçbir ciddi meselede seslerini gür bir seda ile yükseltmemişlerdir. 4. Kayıp trilyon davasındaki trilyon lira hala kayıp. Bir ara AKP ile pazarlık konusu yaptılar. Saadet Partisi bazı olaylara karşı sustu ve o davayı AKP düşürdü. O para devlete geri de verilmedi. 5. İnternet platformları PKK'lı ve Kürt milliyetçisi kişilerle dolu. Sosyal Medya alanlarında ve sitelerinde maalesef PKK'lı ve Kürt milliyetçisi kişiler cirit atıyorlar. Saadet Partisi hiçbir denetim yapmadığı gibi uyarıları da dikkate almıyor. 6. Tabanındaki insanların maddi ve manevi durumları ile ilgilenmez. İnsanlar aç mı, susuz mu, dertli mi? Parti tabanındaki insanların halleriyle ilgilenmeyen bir parti ruhen zaten ölüdür. Kendi elit çevrelerindeki insanlara destek olabiliyorlar, o başka! 7. Erbakan Türkiye için hiç savaş aracı çizimi yapmadı. Erbakan mühendisti. Alman Leopard Tankı'nın çizimlerini de o yapmıştır. Bu kadar büyük bilgiye ve tecrübeye sahip iken kendi iktidarı döneminde neden silah fabrikaları açmadı ve kendi uzmanlığı ile oralarda destek vermedi? 8. AKP'yi meydana çıkartan bu tabandır ve AKP'lilerin ilk seçimlerinde onlarca yalan söylemelerine karşın Saadet Partililer bir kere bile "bunlar yalan söylüyor" demediler. İş işten geçtikten sonra veryansın ettiler. 9. Müslümanlıkları Arap Dünyası'na yöneliktir. Ama söz konusu olan Müslüman Türkler olunca gıkları çıkmaz. Uyguristan, Kırım, Tataristan, Makedonya, Türkmeneli, Güney Azerbaycan, Batı Trakya, Bulgaristan, Kosova Türkleri umurlarında değildir. "İki tane yardım kampanyası düzenleyip te onlara maddi yardım edelim" diye düşünmezler. Filistin'deki veya Arakan'dan Müslümanlar söz konusu olunca ayağa kalkarlar. Bu, iki yüzlü bir tutumdur. Müslümanlıkla da bağdaşmaz. Millet Partisi

Şeyh Edebali'nin torunu Aykut Edebali tarafından kurulmuş bir parti. Ancak din ile pek işi olmayan, sadece siyasetle ilgilenen insanların oluşturduğu bir yapı gibi görünmektedir. Suya sabuna dokunmaz. Bazen çıkışlar yapıp dikkat toplamaya çalışırlar. Kendilerine ait birkaç dergileri ve bazı kitapları vardır. İletişim kurmaya çalışırsınız, fazla ilgilenmezler. Yani "bu parti neden var?" diye düşünürsünüz. Şeyh Edebali gibi bir insanın torunu çok daha farklı ve güçlü bir karakter olmalıydı. MHP

Çizgisini tamamen değiştiren ve düşmanına yaren olan bir parti haline geldi. Milliyetçi olmayan bir miliyetçi parti haline dönüştü. 1. Alpaslan Türkeş kendi arkadaşlarına Devlet Bahçeli için "bu ajan" dediğini ve Türkeş'in Bahçeli'yi hiç sevmediğini biliyoruz. Bahçeli Türkeş için "yaşlı bunaklardan mı emir alacağız?" şeklinde bir söz söylemesi üzerine Türkeş'in adamlarını Bahçeli'nin evine gönderip dövdürttüğünü de biliyoruz. Ama Bahçeli nasıl oldu da MHP'nin başına geçti, onu bilmiyoruz! 2. Bahçeli, parti mescitinde imamlık yapan yaşlı bir adamı tartaklatıp dışarı attırıyor. Sebebi ise Cuma hutbesinde "Cuma namazı kılmayanlar kafirdir" diye yazanı okuduğu için! Hutbeleri Diyanet İşleri hazırlıyor ve bütün Türkiye'de okunuyor. Bahçeli'nin hiç namaz kılmadığı bilinen birşey. O yaşlı adamcağıza yazık değil mi? 3. MHP AKP iktidarı boyunca sürekli AKP'ye destek vermiştir. Açıklamalarında tam tersini söyleseler de uygulamalar onu göstermiyor. MHP'nin tam bir AKP destekçisi olduğu görülüyor. 4. MHP her zaman pasif bir parti oldu. Koalisyon iktidarları zamanında bile hiçbir etkinlik gösteremediler.

Diğer partilerle yazı devam edecek..

CHP HDP AKP BBP İYİ Parti

BTP

Comments


Mete IX K&C

Türk Dünyası'na ahir zamanda bir umut veren, destekçi

  • Facebook Black Round
  • Twitter - Black Circle
bottom of page