top of page

Türkiye'nin Hali

  • Güngördü Bey | Kazakistan
  • 13 Haz 2018
  • 3 dakikada okunur

Türkiye Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda.. Japonya'da % 14, ABD'de % 12, İngiltere'de ve Fransa'da % 21'i düzenli olarak kitap okuyor. Türkiye'de ise % 0,1 yani "BİNDE BİR". Hani "ne kadar sıklıkla yaparsın şu işi" dediğimizde gelişine söyleriz ya "bindeeeee bir" diye. O işte okuma alışkanlığımız için de geçerli. Nüfusu 7 milyon olan Azerbaycan'dan bir kitap ortalama 100,000 tiraj ile basılırken, 82 milyon nüfuslu Türkiye'de 2-3000 civarındadır. Türkiye'de yılda sadece 23 milyon adet kitap basılıyor. Japonya'da bir yılda basılan kitap sayısı 4 milyar 200 milyon. Kişi başı yıllık kitap harcaması Avrupa Birliği ülkelerinde 500 dolar iken, Türkiye'de sadece 2 dolar. Ortalama bir insan günde 20 kelime ile gününü tamamlıyor ve çok basit düşünüp hareket ediyor. Entelektüel bir insan ise günde 300 kelimeye kadar çıkan bir genişlikte konuşuyor ve cümlelerini çok daha seviyeli kuruyor. Çoğu entelektüel ya da hayat görüşü olan insan 60 senede 3000 kitap okuyor ve birkaç bin de makaleye göz atıyor. Entelektüel üstü zekaya sahip, dünyada sadece birkaç yüz kişi ise 60 senede 10,000 kitabın üstüne çıkabiliyor. Üniversite mezunları içinde dil bilme durumu; AB'de yabancı dil bilme oranı 3, Ukrayna'da 5, Rusya'da 3, Araplarda 2. Türkiye'de "Tarzan İngilizcesi" ya da "tatilde kız tavlama İngilizcesi" çoğuna yetip de artıyor. Türkiye'deki gençlerin hemen hepsi ortalama olarak günlerinin 8-9 saatini internette, 10-12 saatini akıllı telefonlarının başında boş boş geçiriyor. Türkiye'de elit bir düşünce sahibi olup kendisine genç yaşta bir imaj değeri oluşturabilmiş ve kültürel altyapı sahibi olabilmiş insan oranı % 0,0003. Şekilsel olarak bir imaj oluşturanlardan bahsetmiyoruz. Kısmi entelekyadann bahsediyoruz. Hiç görmemiş ve bilmeyen bir insana "en yüksek dağ hangisidir?" diye sorsanız "benim köyümün dağıdır" der. Ağrı Dağı, Everest Dağı, Han Tengri Dağı, Uludağ, Kekes Dağı, K2 umurunda bile olmaz. Kültürel altyapısı sahip olan insanın bakış açısı 360 derecedir. Ama daha alt seviyedekiler ancak birkaç dereceden dünyayı görür ve algılar. Her işin bir ilmi, her ilmin bir tekniği, her tekniği ise binlerce yıllık bilgi ve tecrübe birikimi bulunur. Siz ezberden, kulaktan dolma bilgilerle, kendi nefsinizin fısıltıları ile konuşursanız veya yazarsanız ilme ve ilmi oluşturan dayanaklara aykırı hareket etmiş olursunuz. Oluşturduğunuz yapay dayanaklar da sizi ebedi götürmez. Mehmet Şimşek'in ifadesi: "Türkiye'de kitap okuyanların oranı, bir çalışmaya göre binde bir. Son derece zayıf. İnşallah bu fuar bize kitap okumayı aşılamaya, daha çok kitap okumamıza zaman ayırmamıza vesile olur. Vatandaşlarımız televizyon seyretmeye, internete günde ortalama 8-9 saat ayırıyor, kitap okumaya bir dakika ayırıyormuş. Vahim bir şey. Ben buradan ayrıldıktan sonra fuardan alacağım kitabı arabada okuyacağım. İsterseniz her zaman fırsat var. Batıda metroya, otobüse bindiğiniz zaman insanların harıl harıl kitap okuduğunu görürsünüz. Kitaba da para harcamıyoruz. Norveç'te bir vatandaş yıllık ortalama 137, Almanya 122, dünyada ise 1,3 dolar harcanıyor. Türkiye'de 25 cent. Medeniyetimiz, inancımız okumayı, öğrenmeyi teşvik ve talep ediyorsa da gelin görün ki bizim bu durumu iyileştirmemiz lazım. Hükümetimiz döneminde Türkiye'de kişi başına basılan kitap sayısında çok ciddi bir artış var. Son 10 yılda kişi başına basılan kitap sayısı 4'ten 8'e çıkmış. Hakikaten yoğun bir çaba var. Yazarlarımız iyi bir üretici." Böyle bir ülkenin gelişebilmesi, böyle bir ülkedeki insanların entelektüel insanları anlayabilmesi mümkün değildir. O yüzden de ülke cahiller cehennemi gibidir. En acısı da kendisini iyi eğitimli ve kültürlü zannedenlerdir. Yüksek Lisans öğrencilerinin ya da Profesörlerin bilgi ve kültür yarışmalarında aldıkları hezimetleri hergün medyada görüyoruz. "Eğer cahiller susup konuşmasalardı, insanlar arasında ihtilaf olmazdı" İmam-ı Taki (Rahmetullahı Aleyh) 16 senede AKP kütüphanelerin çoğunu kapattı. Öğrencilerin bile gidebilecekleri kütüphaneleri yok. Bilgi almak için kullanılabilen tek yer internet. Yalan yanlış bilgilerle dolu olan internet te insanlara çok birşey vaad etmiyor. Şimdi de kıraathane açılarak insanların okumasına teşvik edilecekmiş. Ülkede her sokakta 10 tane kahvehane var. Çay-kahve içme yeri oraları.. Kıraathane açacaksanız, o yere ne tür kitaplar koyacaksınız? Adam gibi kitaplar olmadıktan sonra ne işe yarar? Onu da bırakın, bizim milletimiz okumayı değil, boş boş laklak etmeyi sever. Kime neyi okutacaksın? İnsanların çalışıp üretmesi lazım. Sen üretim tesisleri aç.. Adam gibi okullar aç Şekilcilikte en öndeyiz. Akıllı tahtalar var, tablet bilgisayarlar var, afilli kitaplar var; ama onları kullananların donanımları çok kötü. ABD'de bir öğrenci üniversite bitirdiğinde 850,000'den fazla kavramı öğrenmektedir. Türkiye'de ezberci eğitim var. AKP öncesi 30-35,000 civarı kavram öğretilirken AKP sonrasında 20,000'e düştü. Bütün caddeleri bile bilgisayarlarla donatsanız dahi, onları kullananlar o bilgisayarlardan akıllı değilse yaptığınız şekilcilikten ve boşa para harcamaktan öteye birşey olmaz. Türklerin bilgi kaynakları "internet" ve "medya". Onlardan da yeterli ve sağlıklı bilgi alabilmek mümkün değil. İnsanların algısıyla oynamak isteyenler doğru bilgileri çarpıtarak istediği şekle getirip servis etmektedirler. Bir ülkede yalanlar ne kadar büyükse ajiasyon, fikirleri ilimsel gerçeklerden saptırma ve inançlar ile duygusal duyarlılıkları çıkarlarına alet etme alışkanlığı o derece artar.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Mevlana'nın Sözü

"Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır." Mevlana Bu sözü "açık-seçik konuşmak gerek, karşıdakine...

 
 
 

Comments


Mete IX K&C

Türk Dünyası'na ahir zamanda bir umut veren, destekçi

  • Facebook Black Round
  • Twitter - Black Circle
bottom of page